script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

Allahım Bizi Gafletten Kurtar



Dünyanın imarı, âhireti kurtarmak ve ebedî saadeti kazanmak için yapılır. Dünya gaye=amaç değildir, vasıta ve alettir. Dünya hayatını esas kabul eden ve sırf dünya için çalışıp çırpınan ehl-i dünya, dünya-perestler, varlık imtihanını kaybeder, müflis olur, korkunç zararlara uğrar, maazallah ebedî saadetlerini bile kayb edebilirler.
Allah insanları, Kendisine ibadet=kulak etsinler diye yaratmıştır. Kur'ana, Sünnete ve icmâya göre, ibadet listesinin başında beş vakit namaz gelir. Beş vakit namazı terk eden ve şehvetlerine uyan azgın ve gafil bir Müslüman toplum iflah olmaz.
Mü'minlerin alim ve fâzılları, bütün maddî ve mânevî imkanlarını seferber ederek halkı önce sahih imana, sonra beş vakit namaz kılmaya çağırmalıdır.
Bütün Türkiye bir iman, İslam, Kur'an, Sünnet, Şeriat dershanesi haline getirilmelidir.
Farzları terk veya ihmal edip nafilelere önem vermek dengesizliktir.
Müslümanların paralarını, sadakalarını, zekatlarını, mallarını toplayıp da bunları Allah, Resulullah, Kur'an, Sünnet ve Şeriat yolunda doğru dürüst sarf etmeyenler haindir, fâsıktır, fâcirdir, gafildir. Veyl onlara!

Esma'ul Hüsna 25-26. İsm-i Şerif


ESNEME ADABI



Peygamberimiz (sav) bir Hadis-i Şeriflerinde:

"Esnemek şeytandan, aksırmak ise rahmandan kaynaklanır." buyurmuşlar.

Bir insan üç yerde çok esner:

1- Uykusu gelince

2- Acıkınca

3- Nazar değince.

Her üç zamanda insanın bedenen ve ruhen zayıfladığı zamanlardır. Bedenen ve ruhen gücü azalmış olan insanı şeytanın etkilemesi veya hastalanması çok kolaydır.

Rasül-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:

ZIHAR BAHSİ



ZIHAR BAHSİ
ZİHAR'IN HÜKÜMLERİ
ZİHARIN KEFFARETİ
Zihar: Kişinin, karısını kendisiyle evlenmesi haram olan herhangi bir kadına benzetmesidir.
Zihar'in Hükmü: Kötü ve asılsız bir söz olduğundan haramdır. Allah'u Teâlâ zihar yapan kocalar hakkında şöylebuyuruyor:
"İçinizde karılarını "Zihar" yapanlar bilsinler ki, kanları anneleri değildir; anneleri ancak, onları doğuranlardır. Doğrusu söyledikleri kötü ve asılsız bir sözdür. Allah şüphesiz affedendir, bağışlayandır."
(Mücadele: 2)

NİSA SURESİ FAZLETLERİ


Nisa sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in en uzun sûrelerinden biridir. İsmet ve iffet sadefi Hazret-i Âişe'den (radıyallahü an-hâ); Hâtemü'l-Enbiyâ (sallâllahü aleyhi vesellem) buyurdular ki:



«Kur'ân'm yedi uzun sûresini —ki Nisa sûresi de onlardandır — kim öğrenip bellerse o kişi âlim sayılır.» (94)
Ay yüzlü sahâbîlerden Abdullah İbn-i Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir:
— [Nisa sûresinde beş âyet vardır ki, onlar karşıhğmda (Jünya ve dünyada olan şeylere mâlik olmak beni sevindirmez.
(94) Ahmed ibni .Hanbel



(Dünya bütün ni'metleriyle bana gelse onları dünyaya değişmem). Bu beş âyet şunlardır:

Muhafazakâr - Mehmet Şevket Eygi



1. Muhafazakarlık lafla ve edebiyatla olmaz, aksiyon ve hal ile olur. 

2. Muhafazakar, millî kimliğe ve kültüre bağlı olur, onları yaşar ve yaşatır. 

3. Muhafakarlığa karşı olan bir Kemalist, bir Komünist Osmanlıca bilmeyebilir ama bir muhafazakarın mutlaka bilmesi gerekir. Hem muhafazakarlık taslıyor, hem de bin yıllık millî yazımızı bilmiyor, bu yaman bir çelişki değil midir? (Hemen öğrenmeye başlamalı) 

4. Lise bitirmiş, üniversitede okumuş ve divan edebiyatına az da olsa vakıf değil, bu ne biçim muhafazakarlıktır. 

5. Türkiyeli bir muhafazakar Osmanlı edeb, terbiye ve görgüsüne sahip olmaya mecburdur. 

ISTIRCA´IN FAZILETI


 
Arifan Dergisi Haziran 2011

O Sabredenleri Müjdele...


 

O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler.


وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ


Muhakkak ki biz sizi korkuyla, açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler. (Bakara 155-156)


Bu ayet-i kerimede Müminlerin, Allah-u Teâlâ’nın hikmeti gereğince, hoşlanmayacağı bazı hâllerle karşılaşacaklarını ve o zaman Cenab-ı Hakk’ın takdirine teslimiyet gösterenlerin büyük bir mükâfata kavuşacakları açıklanmaktadır. Şimdi, ayet-i kerimede beyan buyrulan imtihan çeşitlerini teker teker ele alalım:


Muhakkak ki biz sizi korkuyla imtihan edeceğiz… Hazin tefsirinde beyan buyrulduğuna göre bu ayet-i kerimede geçen korkudan murad, düşman korkusudur. İmam Şafi ise bu korkunun “Allah korkusu” olduğunu beyan buyurmuştur.

İDDET BABI



İDDET BABI
YAS TUTMA İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
HADANE (ÇOCUĞU YETİŞTİRİP) BÜYÜTMEK
HADENENİN MÜDDETİ
ÇOCUK İLE YOLCULUK YAPMAK
1 - Kadının kocası onu bairi veya rec'î boşama ile boşadığı ya da karı ile koca bir başka yol ile biribirinden ayrıldıkları zaman, eğer kadın hür ise iddeti üç kere aybaşı halini görmektir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Boşanan kadınlar üç (kuru) aybaşı müddeti beklerler."
(Bakara: 228)
Yukarıdaki âyeti kerimede geçen "Kuru" kelimesi aybaşı hali manasındadır.
Falıma bintü Habis (r.a)'dan rivayete göre
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
"Kuru günlerinde namazını kılma."
(Ebu Davud, Nesei)
Bu hadisten anlaşılıyor ki "kuru" aybaşı hali anlamındadır.
2 - Çocuk yahut yaşlı olduğu için aybaşı halini göremeyen kadının iddeti üç aydır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Kadınlarınız içinde ay hali görmekten kesilenler ile henüz ay hali görmemiş olanların iddetlerini tayin edemezseniz, bilinki onların iddet beklemesi ‘üç aydır."
(Talak: 4)
3- Gebe olan kadının iddeti de doğum yapmasıdır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Gebe olan kadınlar da, doğum yapmakla iddet süreleri biter."
(Talak: 4)
4- Kocası ölen kadının, iddeti de, eğer kadın hür olursa dört ay on gündür.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"İçinizde ölenlerin bıraktıkları eşler, dört ay ongün beklerler."
(Bakara: 234)
5- Eğer kocası ölen kadın gebe olursa ister hür,istere cariye olsun iddeti doğum yapmasıdır.
Ebu Hureyre (r.a)'den;
Ebu Seleme ile İbni Abbas buluşmuşlardı. Kocasının ölümünden bir kaç gün sonra doğum yapmış olan kadının meselesi üzerinde konuşuyorlardı. İbni Abbas:
"Bu kadının iddeti en uzun iddettir" dedi. Ebu Seleme ise:
"Nasıl olur? Kadın doğumunu yaptı" şeklinde konuştu. Ebu Hureyre:
"Ben kardeşimin oğlunun görüşündeyim" dedi. Bunun üzerine meseleyi sormak için Rukeyb'i, Ümmü Seleme’ ye gönderdiler. Rükeyb dönünce dedi ki:
"Sübey'a Eslemiyye kocasının ölümünden bir kaç gün sonra doğum yaptı. Bunu Rasulullah (s.a.s)'e anlatınca,
Rasulullah (s.a.s):
"İstersen evlenebilirsin" buyurdular."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
6- İmam Ebu Hanife ile İmam Muhammed'e göre: Eğer kocası hasta iken boşanan kadın daha iddeti bitmemişken kocası ölürse, boşanma iddeti ile ölüm iddetinden hangisi daha uzunsa onu beklemesi gerekir.
İmam Ebu Yusuf ise: "İddeti üç kere aybaşı halini görmektir" demiştir. Yâni; eğer kadın bain, ya da üç talak ile boşanmış ise böyledir.
Rec'i talak ile boşanan kadının iddeti ise her üç imamın ittifakıyla ölüm iddetidir.
7- Fasid nikâh ile evlenen kadın ile, yanlışlıkla kendisiyle cinsel ilişkide bulunulan kadının iddeti, ayrılmada da, ölümde de aybaşı hali iddetidir.
8- Eğer kişi karısını aybaşı halinde boşarsa, içinde bulunduğu aybaşı hali iddetinden sayılmaz. Zira, iddet üç kez tam aybaşı halini görmektir. Kadının içinde bulunduğu aybaşı hali ise bir kısmı daha önce geçtiği için tam değildir.
9- Boşanan kadının iddeti boşanma tarihinden, kocası ölen kadının iddeti de ölüm tarihinden itibaren başlar. Kadın, iddet süresi geçinceye kadar boşandığını, yahut kocasının öldüğünü bilmese de iddeti bitmiş olur.
Zira iddeti gerektiren sebeb ya boşanma ya ölümdür. Bunun için boşanma ile ölüm hangi tarihte vuku bulursa iddet o tarihten itibaren başlamış olur.
İbni Ömer (r.a) şöyle demiştir:
"Kadının iddeti kocasından boşandığı günden itibaren başlar. Kocası ölen kadının iddeti ise kocası öldüğü günden itibaren başlar."
(İbni Ebi Şeybe Sahih senedle rivayet etti.)
Beyhaki'de Ali (r.a)'den, Taberani'de İbni Mes'ud (r.a)'den bunun gibi rivayetler vardır.
10- Eğer kadın: "Benim iddetim bitmiştir" kocası da "Bitmemiştir" dese, kadının yemin ederek söylediği söz geçerlidir.
11- Eğer bir kadın aybaşını görmediği için aylarla iddetini beklerken aybaşı halini görürse, aylarla olan iddetinden beklediği günler boşa gidip yeniden aybaşı iddetini beklemesi gerekir. Eğer kadın iki kez aybaşı halini gördükten sonra aybaşı halinden kesilirse aylarla olan iddeti beklemesi gerekir. Zira asıl ile aslın bedeli bir arada olamaz.

Mahmud Ustaosmanoglu - Bayram Tebrigi

 
 
Arifan Dergis Kasim 2009
 
 
 

Cübbeli Ahmet Hoca - Kurban Bayrami Tebrigi


 
Arifan Dergisi Kasim 2009
Hocamiz aramizda degil ama ben eklemek istedim...

Bayram Günü Namazlari

 
 
Arifan Dergisi Ekim 2012

Arefe Gününün Fazileti ve Arefe Gününde Yapılacak ibadetler


 
 
Cübbeli Ahmet Hocam
 

Esma'ul Hüsna 23-24. İsm-i Şerif


 
 

Sahabeler Hakkinda Kisa Bilgiler



 
ABBÂS BİN ABDÜLMUTTALİB Peygamberimizin amcası

ABBAS BİN UBÂDE Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî

ABDULLAH BİN ABBÂS Tefsîr âlimlerinin şâhı

ABDULLAH BİN AMR BİN ÂS Hadîs-i şerîf yazması ile meşhûr sahâbî

ABDULLAH BİN ATİK Medîneli ilk Müslümanlardan

ABDULLAH BİN ÜMM-İ MEKTÛM Peygamberimizin müezzinlerinden

ABDULLAH BİN CAHŞ Uhud şehitlerinden

ABDULLAH BİN EBÎ BEKR-İ SİDDÎK Hz. Ebu Bekir'in oğlu

ABDULLAH BİN HANZALA Meleklerin yıkadığı sahâbînin oğlu

ABDULLAH BİN HUZÂFE Resûlullahın elçilerinden

ABDULLAH BİN MES'ÛD Kur'ân-ı kerîmi açıktan okuyan ilk sahâbî

KURBAN BAYRAMI GÜNLERİNDE GETİRİLECEK OLAN TEKBİRLER



KURBAN BAYRAMI GÜNLERİNDE GETİRİLECEK OLAN TEKBİRLER
KURBAN BAYRAMI GÜNLERİNDE GETİRİLEN TEKBİRLERİN HÜKMÜ
Kurban bayramı günlerinde getirilmesi gereken tekbirler şöyledir: (Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lailahe illallahu Vallahu Ekber, Allahu Ekber ve Lillahilhamd.)
Manası: (Allah yücedir, Allah yücedir. O'ndan başka ibadete layık ilah yoktur, Allah yücedir. Allah Yücedir, Hamd Allah'a mahsustur.)
Abdullah b. Mes'ud (r.a): Teşrik günlerinde (Kurban bayramı günlerinde): "Allahu Ekber, Allah'u Ekber, La ilahe illallahu Vallahu Ekber, Allah'u Ekber ve lillahi'lhamd" diye tekbir getirirdi.
Sahih senedle rivayet etti.)

7 AYET VE FAZİLETLERİ




*** Kul ley yüsıybena illa ma ketebellahü lena hüve mevlana ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun (Tevbe Sûresi ayet: 51)

De ki: "Bize hiçbir zaman Allah'ın yazdığından başkası ulaşmaz. O, bizim Mevlamızdır ve mü'minler onun için yalnız Allah'a dayanıp güvensinler!"

*** Ve iy yemseskellahü bi durrin fe la kaşife lehu illa huve iy yüridke bi hayrin fe la radde li fadlih yüsıybü bihı mey yeşaü min ıbadih ve hüvel ğafurur rahıym (Yûnus Sûresi ayet: 107)

Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa, onu O'ndan başka açacak yoktur;ve eğer O, sana bir hayır dilerse o zaman da O'nun lütfunu reddedecek yoktur. O, lütfunu kullarından dilediğine nasip eder.
O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

Erkeğin zevcesiyle(Hanımıyla) sohbetinin âdâb ve erkânı

 

1- Kişi kendi hanımıyla güzel huy ile muâmele eylemektir.

2- Onunla yumuşaklık ve hilim ile sohbet ve ülfet edip, incelik ve yumuşaklıkla söylemektir. Nitekim haberde gelmiştir: "Halkın hayırlısı, ehline hayırlı ve faydalı olan kimsedir."

3- Eve geldiğinde ona selâm verip, halini sormaktır.

4- Onu tenhâda neş'eli bulduysa, saçlarını okşayıp, türlü iltifatlarla öpmektir.

 5- Onu tenhada üzüntülü bulsa, ona muhabbet ve şefkat göstermekle hatırını sorup, tatlı söz söylemektir.

TEYEMMÜM



TEYEMMÜM
TEYEMMÜMÜ GEREKTİREN SEBEPLER
NELERLE TEYEMMÜM YAPILABİLİR
NASIL TEYEMMÜM YAPILIR
TEYEMMÜMLE İLGİLİ BAZI MESELELER
TEYEMMÜMÜ BOZAN ŞEYLER
Su bulunmadığı veya bulunduğu halde kullanılmasına kudret bulunmadığı takdirde temiz olan toprak cinsinden birşey ile hadesi gidermek için yapılan iştir.

16. Mucize: Peygamberlik Vazifesinden Evvel Meydana Gelen Hadiseler



Peygamberimizin (asm) doğumundan önce ve doğumu esnasında, dünyaya gelişiyle irtibatlı olarak meydana gelen harikulade hadiselerle, peygamberlik vazifesi verilmeden evvel çocukluğunda ve gençliğinde meydana gelen hadiselerden, sahih kaynaklarda geçen birkaç numuneyi burada nakledeceğiz:

Birincisi: Peygamberimizin (asm) doğduğu gece, hem annesi, hem annesinin yanında bulunan Osman ibni Âs’ın annesi, hem Abdurrahman ibni Avf’ın annesinin gördükleri büyük bir nurdur ki, üçü de demişler: “Doğumu esnasında biz öyle bir nur gördük ki, o nur doğuyu ve batıyı bize aydınlattırdı.”[1]

İkincisi: O gece Kâbe’deki putların çoğu baş aşağı düşmüştür.[2]

Üçüncüsü: İran’da hüküm süren Sasaniler devletinin kralı olan Kisrâ’nın ünlü sarayı, Peygamberimizin (asm) doğduğu gece sallanarak tahrip olmuş ve on dört şerefesi düşmüştür.[3]

Hacet Namazi 3


 
Arifan Dergisi Eylül 2011

Yahudi Hristiyan Cennete Girecek Diyen Cennete Giremez

 

Peygamberimizin krallar gibi taç takmadığı, ama sarık sardığı herkesin malumudur Pek çok hadis kitabında "El-Amame" "El-Amaim" ismiyle sarıklardan bahsedildiği gibi, yine pek çok hadis kitabında müstakil "El-Amaim" yani "sarıklar" isimli bablar (konu başlıkları) da vardır Bir iki misal verelim:
Buhari: Kitabül Libas Bab 14 El- Amaim
Sünen-i Ebu Davud: kitabül Libas Bab 21 El- Amaim
Sünen-i Tirmizi Libas Bab 42 El- Amaim alel Kalanis

Rükane (ra)den rivayet edildiğine göre peygamberimiz asv şöyle buyurmuştur:
"Bizimle müşrikler arasındaki fark bizim külahlar üzerine sardığımız sarıklardır"
(TirmiziC4S247, Ebu DavudC2S452 , Hakim MüstedrekC3S511, Taberani Mucemi KebirC5S71, Müsnedi Ebu YalaC3S5, Beyhaki Şuabu İmanC5S175 [4])

İbnu Ömer radıyAllahu anhüma anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm başına sarık sardığı zaman, ucunu iki omuzu arasından sarkıtırdı."
Tirmizî, Libâs 12, (1736).

TİLAVET SECDESİ



TİLAVET SECDESİ
TİLAVET SECDESİ İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
TİLAVET SECDESİNİN YAPILIŞ ŞEKLİ
Tilavet secdesi yapılması gereken ayetler 14 tanedir. Başlıca şu sûrelerde bulunmaktadır:
A’raf suresinin sonu, Raad, Nahl, İsra, Meryem, Hacc sûresin ilk secdesi, Furkan, Nemi, Elif lam-mim tenzil, Sad, Hamim el-secde, Necm, İzessemau’nşekkat ve İkra suresi.
Tilavet Secdesinin Hükmü: Bu sûrelerdeki ayetler okunduğunda veya işitildiğinde secde yapmak vaciptir.
Allah (c.c) şöyle buyurdu:
”Ayetlerimize, ancak o kimseler iman ederler ki, onlar bu ayetler okunduğu veya işitildiği vakit secde ederek yere kapanır ve Rab’lerinin hamdı ile O’nu teşbih ederler. Ve onlar büyüklenmezler.”
Ebu Hureyre (r.a)’dert Rasulullah (s.a.s)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
”İnsanoğlu tilavet secdesini gerektiren ayeti okuyup ta secde ettiği vakit, şeytan: “Vay yazık” der ve ağlayarak kaçar.”
Bir rivayette: “Vay bana! Ademoğlu secde ile emrolundu da, secde edip cennete nail oldu. Ben ise secde ile emrolunup yüz çevirdiğim için ateşe müstehak oldum.”
(Müslim)
İbni Ömer (r.a) şöyle demiştir:
”Rasulullah (s.a.s) secde ayeti bulunan bir sûreyi okurdu da, secde eder ve biz de O’nunla birlikte secde ederdik. Hatta (kalabalık yüzünden) kimimiz alnını koyacak yer bulamazdı.”
(Buharı, Müslim, Ebu Davud)
1 9